- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Anılar Nasıl Oluşur ve Nasıl Unutulur?
Neden uzun süredir görmediğiniz çok iyi bir arkadaşınızın ismini hatırlayabiliyorsunuz da, bir süre önce tanıştığınız bir kişinin ismini unutuyorsunuz ? Başka bir deyişle, neden bazı anılar yıllar sonra hatırlanabilinirken, bazıları dakikalar içinde kaybolur? İnsan hafızasında yer alan üç ana işlem; kodlama, depolama ve hatırlama, yani geri çağırmadır. Yeni anılar oluşturmak için, bilginin kodlama olarak bilinen işlem yoluyla oluşan kullanışlı bir forma dönüştürülmesi gerekir. Bilgi başarıyla kodlandıktan sonra, kullanılmak üzere bellekte depolanmalıdır. Bu depolanan belleğin çoğu, aslında onu kullanmamız gerekmedikçe, çoğu zaman farkındalığımızın dışında yer alır. Alma işlemi, depolanmış hatıraları bilinçli farkındalığa getirmemizi sağlar.
Hafıza aşaması teorisi, hafızanın üç ayrı aşamasını ana hatlarıyla belirtir; duyusal hafıza, kısa süreli hafıza ve uzun süreli hafıza. Duyusal hafıza, hafızanın en eski aşamasıdır. Bu aşamada, çevreden gelen duyusal bilgiler çok kısa bir süre boyunca, genellikle görsel bilgi için yarım saniyeden uzun olmayan ve işitsel bilgi için 3 veya 4 saniye süreyle saklanır. Bu bilgilerin bir kısmının kısa süreli hafızaya geçmesine izin veriyoruz. Kısa süreli hafıza, aynı zamanda aktif hafıza olarak da bilinir, şu anda bildiğimiz veya düşündüğümüz bilgilerdir. Aktif bellekte saklanan bilgilerin çoğu yaklaşık 20 ila 30 saniye tutulur. Uzun süreli hafıza ise, bilgilerin sürekli depolanmasını ifade eder.
Bellek araştırmacısı Elizabeth Loftus, unutma eyleminin meydana gelmesinde 4 ana nedenin rol oynadığını açıklamıştır. Bilgi alımında başarısızlık, parazit, hafızaya alamama ve Motive edilmiş unutmadır. Unutmanın başlıca teorilerinden parazit teorisine göre; unutmak, birbiriyle karışan farklı hatıraların sonucudur. İki ay önce ortalama bir okul gününde ne olduğunu hatırlamak zordur, çünkü o zamandan bu yana pek çok başka günler yaşandı. İki veya daha fazla olay birbirine ne kadar yakın olursa, parazit de o kadar olası olur. Tekil olaylar benzersiz ya da benzersize yakın olduğundan hatırlanması kolaydır. Paraziti tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir, ancak etkilerini en aza indirmek için yapabileceğiniz birkaç şey vardır.
Sürekli tekrar, rutininizi yükseltmek ve benzer materyalleri arka arkaya çalışmaktan kaçınmaktır. Çürüme teorisi aynı şekilde durumlarda ki heyecanın kalıcılığı sağladığını öne sürer. Yeni hafıza oluşumu beyinde fiziksel ve kimyasal değişikliklerle sonuçlanır. Kısa süreli bellekteki bilgiler yaklaşık 15 ila 30 saniye sürer ve tekrar edilmezse, nörokimyasal bellek izi hızla kaybolur. Alma Başarısızlığı teorisi ise, Hafıza alımındaki başarısızlığın temel sebeplerinin, kodlama başarısızlıkları ve ipucu eksikliği ile ilgili olduğunu savunur. Bilgiyi hatırlamamamızın yaygın bir nedeni, öncelikle uzun süreli hafızaya dönüştürmemesidir.
Bir kuruşun arka kısmının diğer madeni paralardan ayırt edilmesinin nasıl bir şey olduğunu bilmek zorunda olmadığınız için, yalnızca gerçekten ihtiyacınız olan bilgiye odaklanırsınız. Bu türden durumları gerçekte hatırlayamazsınız, çünkü bu bilgiler hiçbir zaman gerçekten belleğe kodlanmadı. İpucuna bağımlı teori, bazen bilgilerin gerçekte bellekte bulunduğunu, ancak geri alma ipuçlarının mevcut olmadığı sürece geri alınamayacağını öne süren teoridir. Bu ipuçları, gerçek belleğin kodlandığı tarihte mevcut olan öğelerdir.
Örneğin, eşinizle ilk randevunuzun ayrıntılarını hatırlamak, eşinizin ilk randevuda giydiği kokuyu koklarsanız daha kolay olabilir. Alma işareti parfüm, bu hafıza oluşturulduğunda mevcuttu, bu nedenle tekrar koklamak bu hatıraların alınmasını tetikleyebilir.
Motive Edilmiş Unutma, insanların bilinçli ya da bilinçsiz olarak istenmeyen, özellikle travmatik veya rahatsız edici olaylar ve deneyimleri içeren anıları unutabileceklerini varsayan teoridir.
Caltech araştırmacıları, fareler üzerinde yapılan testler sonucunda anıların zamanla kalıcı olmasını sağlayan durumun, senkronize olarak ateşlenen nöronların ekipleri tarafından kodlanan güçlü , kararlı anılar olduğunu saptadı. Araştırma, hafızanın alzheimer ya da felç gibi beynin hasar gördüğü durumlardan sonra ki etkilerini anlamaya yönelik çıkarımlar üzerinde çalışmayı içeriyor.
Bilim adamı Walter Gonzalez liderliğindeki ekip, yeni bir yeri öğrenen veya hatırlayan farelerin sinirsel aktivitelerini inceleyebilecekleri bir test geliştirdiler. Testte, bir fare yaklaşık bir buçuk metre uzunluğuna sahip düz, beyaz engellerle örülü labirente yerleştirildi. Engeller boyunca farklı noktalara farklı semboller yerleştirildi. Her iki uca şekerli su bırakıldı. Farenin keşfi sırasında araştırmacılar beynin yer , mekan bölgesi olarak bilinen fare hipokampusündeki belirli nöronların aktivitesini ölçtüler.
Fare, başlangıçta piste yerleştirildiğinde, ne yapılacağından emin değildi ve şekerli suya rastlayana kadar sağa sola dolaştı. Bu durumlarda, fare duvardaki bir sembolü fark ettiğinde tek nöronlar aktive edildi. Ancak iz ile ilgili birçok deneyimin ardından, fare sembole aşina oldu ve şeker noktalarını hatırladı. Fare sembolleri tanıdıkça, her bir sembolü gürdüğünde daha fazla nöron senkronize olarak aktive edildi. Temel olarak, fare her bir benzersiz sembole göre nerede olduğunu biliyordu.
Anıların zaman içinde nasıl azaldığını anlamak için araştırmacılar fareleri pistten 20 gün kadar uzak tuttu. Verilen aradan sonra fareler tekrar piste yerleştirildi, daha fazla sayıda nöron tarafından kodlanan güçlü anılar oluşturan fareler bu görevi çabucak hatırladı. Bazı nöronlar farklı aktivite göstermiş olsalar da, büyük nöron gruplarının aktivitesini analiz ederken farenin pist hafızası açıkça tanımlanabildi. Başka bir deyişle, nöron gruplarının kullanılması, orjinal nöronların bazılarında herhangi bir hareket gözlemlenmesse, ya da nöronlar zarar görse bile beynin anıları hatırlamasını sağlar.
Anlatacak uzun ve karmaşık bir hikayeniz olduğunu hayal edin. Hikayeyinin aslını korumak için, beş arkadaşınıza anlatabilir, daha sonra hikayeyi yeniden anlatmak, ve bireysel olarak unutmaktan dolayı oluşan boşlukları doldurmak amacıyla birbirlerine yardım etmek için ara sıra hepsiyle bir araya gelebilirsiniz. Ayrıca, hikayeyi her yeniden anlattığınızda, öğrenecek yeni arkadaşlar getirebilir, böylece özgünlüğünü koruyabilir ve kalıcı olmasını sağlayabilirsiniz. Benzer bir şekilde, kendi nöronlarınız zaman içinde devam edecek olan anıları kodlamak için birbirlerine yardım ederler.
Hafıza, insan davranışları için çok önemlidir; hafızadaki herhangi bir bozulma günlük yaşamımızı ciddi şekilde etkileyebilir. Normal yaşlanmanın bir parçası olarak ortaya çıkan hafıza kaybı, yaşlılar için önemli bir engel olabilir. Ayrıca, başta alzheimer olmak üzere birçok hastalığın neden olduğu hafıza kaybı, yakınlarını tanımak veya eve dönüş yolunu hatırlamak da dahil olmak üzere, en temel rutine müdahale edebilecek yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır. Bu çalışma, yaşlandıkça hatıraların daha çabuk kaybolacağını, çünkü hafızanın daha az nöron tarafından kodlanmaya başlandığını gösterir. Bu nöronların herhangi birinin başarısız olması durumunda hafıza kaybı yaşanır. Çalışma, ileri bir zamanda hafızayı kodlamak için daha fazla sayıda nöronun aktif olmasını artırabilecek tedavilerin tasarlanmasının, hafıza kaybını önlemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir.
İnsanlar,
yıllarca bir eylemi ne kadar çok uygularsanız, bunu daha sonra hatırlama
şansınızın o kadar yüksek olduğuna inandılar. Şimdi bunun muhtemel olduğunu
düşünüyoruz, çünkü bir eylemi ne kadar fazla uygularsanız, eylemi kodlayan
nöronların sayısı o kadar yüksek olur. Bellek konusundaki geleneksel teoriler,
hafızayı daha kalıcı hale getirmek için, nöron bağlantılarını güçlendirmek gerektiğini
varsayar. Sonuçlarımız, aynı hafızayı kodlayan nöronların sayısının
arttırılmasının, hafızanın daha uzun süre dayanmasını sağladığını gösteriyor.
alzheimer
Anılar
anılar nasıl oluşur
anılar nasıl unutulur
anılar neden unutulur
bazı anılar
bilgi
bilinçaltı
Hafıza
hatıra
hatıralar
unutmak
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder