Fallar Neden Doğru Çıkar?





 Üç vakte kadar güzel bir haber alacaksın! Sana yol gözüküyor! Kem gözlü biri var! Sana bir kısmet görünüyor! Talibin yok çünkü kısmetin kapalı, ya da sana büyü yapmışlar! Dileklerin gerçekleşecek! - Aileden bir kişi rahatsız. - Aaa, evet kuzenim! Ama kuzenimin senin aile tanımında sayılıp sayılmadığını düşünmedim. Ya da sen zaten bunları duymak için orada bulunuyorsun.

Astroloji, pozitif bilim bağlamında bilimsel geçerliliği bulunmadığına inanılan köklü bir uygulamadır. 1- Genel itibariyle bu konuda pozitif olan insanlar, fal bakan kişinin çeşitli şekiller görmesi ve bu şekilleri yorumlamasıyla ortaya çıkan sonuç olarak görür. Bu durumda, Falcının kalp gözünün muhakkak açık olması gerektiği, kullanılan tekniklerin ve şekillerin anlamını çok iyi bilmesi gerektiğine inanılıyor. Burada asıl inanış, falcıların kayıp eşya ya da geçmişten bilgi verebileceği fakat geleceği bilemeyeceği konusunda. 2- Daha çok muhafazar kesimde yaygın olan görüş, aslında fal bakanların bir şey görmediği, kulaklarına 3 harflilerin fısıldadağı söylemleri aktardıkları; ki buna bir çeşit trans hali diyebiliriz. Bilginin ise 3 harfliler tarafından meleklerden çalındığı iddia edilir. 3- Astrolojiye inanlar ise, isim, doğum tarihi gibi çeşitli basit sorularla kişilik analizinden sonra, burçlara dayalı yorumlarından birkaç söylemin tutması olarak görür. 4- Bir diğer yaygın inanış; Fal baktıranın bir çaresizlik durumda olması ve falcının kısa sorularla yorumda bulunabileceği yeterli bilgiye sahip olması sonucudur. Çaresizlik kabullenmeye ve hafıza kaydına dönüşür. Bu da daha geniş anlamda üstünde duracağımız bilimsel açıklamaya daha yakın olanı! Barnum etkisi. ( ya da Fohrer etkisi.) ‘Barnum etkisi" terimi ilk defa 1956 yılında, psikolog Paul Meehl tarafından, aldatmacaları ile ünlü Amerikalı bir şovmen ve işadamı Taylor Barnum’a ithafen A Good Cookbook adlı makalesinde dile getirildi. Aslında İlk olarak 1948 yılında psikolog Bertram Forer tarafından uygulanan bir testin sonucudur. Bu yüzden forer etkisi olarak da bilinir. Yapılan klasik deneyde Forer 39 öğrenciye verdiği 13 maddelik bir psikolojik test uyguladı ve 1 hafta sonra sonuçlarının kıyaslanacağı bir taslak verdi. Forer'in Deneyi 13 madde: 1 Sizde, diğer insanların sizi sevmesine ve hayranlık duymasına yönelik yoğun bir ihtiyaç var. 2 Kendinizi eleştirmeye çok açıksınız. 3 Kendi avantajınıza çevirmediğiniz büyük bir kullanılmayan kapasiteye sahipsiniz. 4 Bazı kişilik zaaflarınız olsa da, genellikle onların üstesinden gelebiliyorsunuz. 5 Cinsel beklentileriniz, sizin için problemler doğuruyor. 6 Dışarıdan bakıldığında disiplinli ve öz kontrole sahipsiniz; ancak aslında endişeli ve güvensizsiniz. 7 Bazı zamanlarda doğru şeyi yaptığınızdan ve doğru tercihte bulunduğunuzdan emin olamıyorsunuz. 8 Her seferinde birazcık değişim olsun istiyorsunuz ve eğer kısıtlamalarla karşılaşırsanız rahatsız oluyorsunuz. 9 Kendinizin bağımsız bir düşünür olduğunuzla övünüyorsunuz ve diğerlerinin açıklamalarını kanıtsız görüyorsunuz. 10Kendinizi başkalarına açmanın çok da akıllıca olmadığını düşünüyorsunuz. 11 Bazı zamanlar dışa dönük, cana yakın ve sosyalsiniz, diğer zamanlarda ise kapalı, ilgisiz ve içedönük. 12 Bazı tutkularınız oldukça gerçek dışı. 13 Güvenliğiniz, hayatınızdaki temel amaçlarınızdan biri. Öğrenciler, 0'dan 5'e kadar olan bir skalada (5, kesinlikle uyuyor idi), kendi analizlerine ortalamada 4.26 puan verdiler! Bu da 5’lik sistemde çok yüksek bir orandı. Öğrenciler, Her birine özel olarak hazırlandığı söylenen metnin kendilerini anlattığını düşünmüşler. Çünkü; ifadelerin oldukça genel, her duruma uyması ya da insanın hoşuna gideni kolaylıkla benimsemesi. Bilinçdışının reddetiği ifadeler dışında, kendine uyan tanımlamayı kolayca kabul edip, uygun olanları bırakırsın. insanların değer verdikleri kişilere ait olumlu sözleri içselleştirebilme ve kabullenebilme özelliği vardır. Durumun ilginç yönü ise; 13 maddenin bir astroloji kitabından olduğu gibi alınmasıydı. Yapılan bir çok çalışma, Barnum etkisinin doğruluk derecesini 3 faktörün belirlediğini saptadı. Birincisi, Kişinin, analizin sadece kendisi için geçerli olduğuna inanması, diğer bir deyişle kendi karakter analizi olarak sunulması İkinci saptama, değerlendiren yetkiliye olan inanç, yani; analizi yapan kişinin uzman bir otorite olarak görülmesi ve son olarak, analiz listesinde temel olarak olumlu özellikler bulunması. Barnum etkisinde tüm bunlar, fallara inanmanın temelini oluşturur.

Yorumlar