Susuzluk(Dehidrasyon) Gerçekten Beyni Küçültür mü?

 



Vücudun gerekli su ve elektrolit düzeyinin performansı destekleyecek belirli bir ölçüde tutulmasına hidrasyon denir.

Vücuttan atılması gerekenden fazla su kaybı yaşanmasına ise dehidrasyon denir.

Sağlıklı bir beynin yaklaşık %75'i, vücudun yaklaşık %60'ı, kanın %85'i, kemiklerin %25'i ve kasların %80'i sudan oluşur.

Su; vücut sıcaklığını düzenlemeye, besinleri sindirmeye, eklemlerin ve dokuların işlevlerini düzenli bir şekilde yerine getirmelerine yardımcı olmakta, beyin ve omurilik için amortisör görevi görmektedir.

İnsanlar günlük olarak; ter, idrar ve dışkı aracılığıyla yaklaşık iki buçuk litre sıvı kaybı yaşar. Ve vücudu terkeden sıvı ile alınması gereken miktar eşit olmalıdır. Beyin de bu zorunluluğa önem verir ve uyku dahil üzere sürekli kandaki sodyum oranını takip eder. Değerler düşmeye başladığında susuzluk hissiyatını beyin iletir. Azalan su, gıdaların sindirimini yani enerji alımını da güçleştirir. Yani sıvıdan mahrum kalmış bir metabolizma besinlerden gereken verimi alamaz.

ABD ordusunda bilim adamı olan Harris Lieberman'ın kadın beyni üzerinde dehidrasyonun etkileri araştırmasının sonuçlarına göre;

Dehidre kadınların, enerji ve ruh hallerinde önemli bir düşüş yaşandı. Temel olarak, yaşam konusunda yorgun ve berbat hissettiler. Ayrıca kadınlarda baş ağrısı ve konsantre olmakta zorluk belirtileri baş gösteriyordu.

Beyin, vücudumuzun sıvılarında bulunan sodyum ve potasyum gibi iyon miktarlarındaki  küçük değişikliklere bile son derece duyarlıdır.

Beyin sussuz kaldığında, su ihtiyacı olduğunu bildirmek için ruh halini ve enerji değişikliğini bir çeşit yerleşik alarm sistemi olarak kullanıyor olabilir. Erkekler bu etkileri kadınlar ile aynı derecede yaşamadı. Muhtemelen vücut komposizyonu farklılıklarıyla ilgiliydi. Kings Collage London’da yapılan bir çalışma, hafif dehidre gençlerin , bir problem çözme görevinde özellikle beynin ön parietal bölgesinde güçlü aktivitelere rastlamıştır. Beyin gücündeki bu dalgalanmaya rağmen, dehidre gençler hiç bir görevlerinde yeterli sıvı almış arkadaşlarından daha iyi performans gösteremediler.

Beyin gücü sınırlı bir kaynak olduğundan, su olmadan zihniniz düzgün şarj edilmemiş bir cep telefonu gibidir.

Kolej’in farklı bir çalışmasında, beynin, uzun süreli düşük su durumlarından sonra çalışmadığı tespit edildi. Beynin ona haftalık alzaymır benzeri on dört aylık yaşlanmaya eşdeğer bir oranda küçüldüğü farkedildi.

24 saat civarı bir zaman diliminde şiddetli dehidrasyon durumu yaşanıyor. Su yetersizliğinden dolayı vücut ağırlığında yüzde 3 ile 4 arasında bir düşüş yaşanır. Süre uzadıkça beyin problemleri yoğunlaşacaktır.  Bilişsel olarak performans gösterme becerisinde önemli değişiklikler oluşur. Öğrenme, hafıza ve uyanıklık ciddi dehidrasyona maruz kalır.

Harvard Medical School'dan bir çalışma; beynin aşırı dehidrasyon işlemine maruz kalmasının, hücre hasarına veya yırtılmalarına neden olabileceğini, beynin küçülebileceğine dair kanıtlar bile sundu. Beyin, bitki yaprakları gibi sıvının yoksunluğunda kurur ve küçülür.

Genel olarak, erkeklerin kadınlara oranla hidrasyon olasılıkları yüzde 75 daha fazlaydı.

Öte yandan, aşırı durumlarda hücreler zarar gördükten sonra tekrar sıvı ihtiyacını gidermek aslında bir beyin ödemine veya susayan hücreler çok fazla sıvı emerken beyin şişmesine neden olur.

2010 yılında Ohio Üniversitesinde araştırmacılar , 21 yaşındaki kadınların hidrasyon durumuna bakıp, hem bildirimsel hem de çalışma hafızasını kullanarak bir dizi test düzenledi. En düşük dehidrasyon seviyesine sahip kadınlar , testlerde hidre olanlardan daha başarısız oldular.  

Susadıktan sonra su içmenin zihinsel yetenekleri yüzde 14 oranında hızlandıracağını ve su tüketiminin endişeyi azaltabileceğini ileri süren araştırmalar mevcut.

Günümüzde insanların yüzde 60 ila yetmiş beşi kronik dehidrasyondan muzdarip. Stres, ishal, şeker hastalığı, terlemek, yüksek ve nemli yerlerde yaşamak, kusma, güneş yanıkları, işlenmiş gıdalar, yüksek ateş, sık idrara çıkma, yetersiz sıvı alımı, alkol tüketmek( diüretik) gibi çeşitli nedenleri var.

Kronik dehidrasyon belirtileri; asabiyet, minumum gözyaşı, baş ağrısı, kuru ağız, baş dönmesi, sürekli uyku isteği, kuru cilt, yorgunluk, sürekli yeme içme isteği, minimal idrar, titreme, kramplar, sırt veya eklem ağrısı, kabızlık, seyrek-koyu idrar, artan gerginlik, kaygı, tatlı isteği, sisli düşünme ve zayıf konsantrasyon.

Uzun vadede kronik dehidrasyon; böbrek taşı, kolesterol, erken yaşlanma, hızlı solunum, düşük kan basıncı, kanser ve otoimmün hastalıklar gibi sorunlara neden olabilir.

Bunun nedeni kronik dehidrasyonun, DNA gibi vücudun genetik planındaki değişiklikler de dahil olmak üzere yapısal değişikliklere yol açan kimyasal bir değişime neden olmasıdır.  

Beyne giden kan ve oksijen akışının azalması sebebiyle; hafıza kaybı, konsantrasyon- odaklanma eksikliği ve hasarlı sinir hücreleri gibi sorunlara neden olur.  Ayrıca, genç kadınlarda depresif duygulara neden olduğu gözlemlendi.

Vücut düzgün çalışması için ihtiyaç halinde kullanılmak üzere beyin hücrelerinden su alır, bu da beyindeki hücrelerin büzülmesine neden olur.  Büzülme sırasında, beyin kafatasından uzaklaşır, beyni çevreleyen ağrı alıcılarını tetikler ve baş ağrısına neden olur, ve baş ağrısına neden olan bölgelerde strese neden olur. Yüzde bir buçuk kadar bir dehidrasyon seviyesi bile hem ruh hali, hem de hafızanın, kısa ve uzun vadede işlevini olumsuz yönde etkiliyor.

Araştırmalar, beyindeki bu büzüşmenin beyin karıncıklarına veya beyin omurilik sıvısını üreten, ve bu sıvıyı taşıyan beyin boşluklarına etkilerinin, beyin yaralanmaları ve sarsıntı riskini artırabileceğini gösteriyor.

Dehidrasyon sarhoş olma etkilerini yaşatabilir, konsantrasyonu, reaksiyon süresini, bilişsel ve motor becerilerini azaltabilir, Ayrıca sürüş yeteneğinizi zedeleyebilir. Sıvı eksiği olan sürücüler, geç frenleme ve şerit kayması gibi iki saatlik sürüş simülasyonunda çok fazla hataya sahipti. Reaksiyon süresi ve konsantrasyonlarının azalmasından dolayı, kandaki alkol miktarı sınırında sürüş yapanlar kadar kötü sürüyorlardı. Normal hidrasyon testi sırasında, 47 sürüş hatası vardı. Bu sayı, sürücüler sussuz bırakıldığında yüz bire yükseldi. Bu hata oranı, uykusuz ya da alkollü araç kullanma sınırında olan sürücülerle aynı hata oranıydı.

Hafif dehidrasyon kolayca tedavi edilebilir, ancak aşırı seviyelere ulaşırsa, hayatı tehdit edici olabilir ve acil tıbbi yardım gerektirecektir.

20 sağlıklı kadının 24 saat boyunca tüm içeceklerden yoksun bırakıldığı bir çalışmada; İdrar, kan, tükürük gibi biyolojik paramatrelerde bir klinik anormallik görülmezken, sussuzluk ve kalp atışı artmış, idrar çıkışı önemli ölçüde azalmış ve rengi koyulaşmıştı.

Hafif dehidrasyonun ruh hali üzerindeki en tutarlı etkileri uyku-uyanıklık parametreleri üzerinde gerçekleşmişti. Uyanık kalabilme süresi azalmış, uyku hali, halsizlik ve kafa karışıklığı artmıştı. Neyse ki, bir miktar su içiminden sonra 20 dakika içinde, etkiler tersine çevrildi. Baş ağrıları sıvı alımından sonra hızlı bir şekilde hafifledi.

İlginç bir şekilde, soğuk su ılık suya oranla yüzde 20 daha hızlı emilir, bu yüzden hızlı toparlanmak için, aşırı soğuk suyun olumsuz etkileri olabileceğinden oda sıcaklığında su tavsiye edilir.  Dehidrasyon aynı zamanda metabolizmayı da yavaşlatır. Günde 2 bardak kadar su içmek, metabolik hızı yüzde otuza kadar artırabilir.

Yüzde ikilik bir dehidrasyon seviyesi, atletik performansta yüzde onluk bir düşüşe neden olur.  Cildiniz esnekliğini kaybeder. Dehidrasyonu test etmenin basit bir yolu cilt turgor testidir. Cildinizin hafifçe çekildiğinde geri dönme kabiliyetine cilt turgoru denir. İdrar yaptığınız frekansa dikkat edin. İnsanlar günde ortalama 4 ila 7 kez idrara çıkarlar. Hidratlı- sağlıklı idrar; açık, soluk renkte, yani saman renginde olmalıdır. Kimi uzmanlar günde 2 ila 3 litre, kimi de 8 ila 10 bardak su içimi önerisinde bulunsa da; beden, diyet, iklim aktivite, diüretik ürünler gibi çeşitli değişkenlere dikkat edilmelidir.

Vücut; çay, meyve suyu, kahve, soda gibi içeceklerden içeceğin sindirilmesine yardımcı olan bir miktar suyu atar. Bu yüzden, kronik dehidrasyonda en iyi tedavi saf sudur. Bir başka tedavi çözümü, rehidrasyon terapisidir. Şiddetli kronik dehidrasyonda iyileşme yaklaşık bir iki hafta sürer.  Bu, vücuda düzgün çalışmaya başlaması için zaman verir, böbreklerin düzgün çalışmasını ve vücudun yeterince nemlenmesini sağlar.

Son olarak, East London Üniversitesinden araştırmacıların açıklamaları; Hepimizin yaşadığı bir durum olan hafif dehidrasyon, çok sıcak bir yaz günü sırasında beyni küçültebilir, ancak bir kez sıvı aldığımızda boyut normale döner. Yeterine su alamadığımız zaman, hipotalamustaki duyusal reseptörler, antidiüretik hormonu serbest bırakmak için sinyaller gönderiyor. Bu hormon böbreklerimize gider ve kanın daha fazla su tutmasını sağlayan özel kanalları tetikler, böylece daha az vücudumuz terk eder. İdrar renginin koyulaşmasının nedeni de budur.

Sonuç olarak, dehidrasyonu su içerek tersine çevirebiliriz, aksi halde türümüz bu kadar uzun süre hayatta kalmazdı.

 

 

 


Yorumlar